NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-KASAME

<< 1892 >>

القسامة

2- Kasame

 

أخبرنا أحمد بن عمرو بن السرح ويونس بن عبد الأعلى قال أنبأنا بن وهب قال أخبرني يونس عن بن شهاب قال أحمد بن عمرو قال أخبرني أبو سلمة وسليمان بن يسار عن رجل من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم من الأنصار أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أقر القسامة على ما كانت عليه في الجاهلية واللفظ لأحمد

 

[-: 6883 :-] İbn Şihab, Ebu Seleme ve Süleyman b. Yesar'ın, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ashabı ve Ensar'dan olan bir adamdan şöyle haber verdiklerini bildirirler: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Cahiliye döneminde uygumanan Kasame şeklini olduğu gibi kabul etti."

 

Mücteba: 8/4; Tuhfe: 15587

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim 1670 (7, 8) Ebu Davud (4526) ve Ahmed, Müsned (16598) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا محمد بن هاشم البعلبكي قال حدثنا الوليد بن مسلم قال حدثنا الأوزاعي عن بن شهاب عن أبي سلمة وسليمان بن يسار عن أناس من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم أن القسامة كانت في الجاهلية فأقرها رسول الله صلى الله عليه وسلم على ما كانت عليه في الجاهلية وقضى بها بين ناس من الأنصار في قتيل ادعوه على يهود خيبر خالفهما معمر

 

[-: 6884 :-] Ebu Seleme ve Süleyman b. Yesar, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ashabından olan bazı kişilerden bildiriyor: "Kasame, Cahiliye döneminde vardı. Resulullah ta (sallallahu aleyhi ve sellem) Cahiliyed'e olduğu gibi kasameyi kabul edip, Ensar'ın, Hayber Yahudilerinin öldürdüğünü iddia ettikleri bir olayda kasame ile hükmetti."

 

Mücteba: 8/5; Tuhfe: 15587

 

 

أخبرنا محمد بن رافع النيسابوري قال حدثنا عبد الرزاق قال أنبأنا معمر عن الزهري عن بن المسيب قال كانت القسامة في الجاهلية ثم أقرها رسول الله صلى الله عليه وسلم في الأنصاري الذي وجد مقتولا في جب اليهود فقالت الأنصار إن اليهود قتلوا صاحبنا

 

[-: 6885 :-] İbnü'I-Müseyyeb der ki: "Kasame, Cahiliye döneminde vardı. Hayber kuyularında Ensar'dan birinin ölü bulunup, Ensar: «Arkadaşımızı yahudiler öldürdü» dediklerinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kasame ile hüküm vermişti."

 

Mücteba: 8/5; Tuhfe: 15587

 

Önceki iki hadiste mevsul olarak geçti.

 

 

تبدئة أهل الدم في القسامة

3- Maktulün Yakınlarının Yemin Etmesi

 

أخبرنا أحمد بن عمرو بن السرح قال أنبأنا بن وهب قال أخبرني مالك بن أنس عن أبي ليلى بن عبد الله بن عبد الرحمن الأنصاري أن سهل بن أبي حثمة أخبره أن عبد الله بن سهل ومحيصة خرجا إلى خيبر من جهد أصابهم فأتي محيصة فأخبر أن عبد الله بن سهل قد قتل وطرح في فقير أو عين فأتى يهود فقال أنتم والله قتلتموه فقالوا والله ما قتلناه ثم أقبل حتى قدم على رسول الله صلى الله عليه وسلم فذكر ذلك لهم ثم أقبل هو وحويصة وهو أخوه أكبر منه وعبد الرحمن بن سهل فذهب محيصة ليتكلم وهو الذي كان بخيبر فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم كبر كبر وتكلم حويصة ثم تكلم محيصة فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إما أن يدوا صاحبكم وإما أن يؤذنوا بحرب فكتب النبي صلى الله عليه وسلم في ذلك فكتبوا إنا والله ما قتلناه فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لحويصة ومحيصة وعبد الرحمن تحلفون وتستحقون دم صاحبكم قالوا لا قال فتحلف لكم اليهود قالوا ليسوا مسلمين فوداه رسول الله صلى الله عليه وسلم من عنده فبعث إليهم بمائة ناقة حتى أدخلت عليهم الدار قال سهل لقد ركضتني منها ناقة حمراء

 

[-: 6886 :-] Ebu Leyla b. Abdullah  b. Abdirrahman el-Ensarı, Sehl b. Ebi Hasme'nin kendisine şöyle haber verdiğini bildirir: Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa yaşadıkları kıtlıktan dolayı bir şeyler kazanabilmek için Hayber'e gitmişlerdi. Biri Muhayyisa'ya Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğünü ve bir kuyuya veya bir pınarın yanına atıldığını haber verdi. Muhayyisa Yahudilere gitti ve: "Valiahi onu siz öldürdünüz" dedi. Yahudiler de: "Valiahi biz öldürmedik" karşılığını verince Muhayyisa geriye döndü ve olup bitenleri anlattı. Sonra Muhayyisa ve kendisinden büyük olan abisi Huvayyisa ile Abdurrahman b. Sehl, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e Hayber'de yaşanan durumu bildirmek için gittiler. Muhayyisa lafa başlayınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Önce büyüğünüz konuşsun" dedi. Huvayyisa konuştu ve sonra Muhayyisa konuşup durumu izah etti. Bunun üzerine Resulullah (,cıllcıllcıhu cıleyhi ve,ellem): "Ya arkadaşınızın diyetin i öderler veya onlara karşı savaş açarız" deyip, bunu Yahudilere bildiren bir mektup yazdı. Yahudiler cevaben: "Valiahi onu biz öldürmedik" diye yazdılar. Resulullah (so.llollohu oleyhi vesellem) Huvayyisa, Muhayyisa ve Abdurrahman'a: "Onların öldürdüklerine dair elli kişi yemin ederse arkadaşımzın diyetini alırsınız" buyurunca: "Hayır yemin etmeyiz" dediler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"O zaman Yahudilerden elli kişi onu öldürmediklerine dair yemin etsin" dedi. Ona da razı olmayıp: "Onlar müslüman değildir, nasıl olur da yeminlerine itibar ederiz" cevabını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (sollollohu ",Ieyhi vesellem) diyeti kendi yanından ödedi ve evlerine yuz deve gönderdi. Sehl: "O yüz deveden kırmızı bir deve beni tepti" dedi.

 

Mücteba: 8/5; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا محمد بن سلمة قال أنبأنا بن القاسم قال حدثني مالك عن أبي ليلى بن عبد الله بن عبد الرحمن بن سهل عن سهل بن أبي حثمة أنه أخبره ورجال كبراء من قومه أن عبد الله بن سهل ومحيصة خرجا يعني إلى خيبر من جهد أصابهم فأتى محيصة فأخبر أن عبد الله بن سهل قد قتل وطرح في فقير أو عين فأتى يهود فقال أنتم قتلتموه قالوا والله ما قتلناه فأقبل حتى قدم على قومه فذكر لهم ثم أقبل هو وأخوه حويصة وهو أكبر منه وعبد الرحمن بن سهل فذهب محيصة ليتكلم وهو الذي كان بخيبر فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لمحيصة كبر كبر يريد السن فتكلم حويصة ثم تكلم محيصة فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إما أن يدوا صاحبكم وإما أن يؤذنوا بحرب فكتب إليهم رسول الله صلى الله عليه وسلم في ذلك فكتبوا إنا والله قتلناه فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لحويصة ومحيصة وعبد الرحمن أتحلفون وتستحقون دم صاحبكم قالوا لا قال فتحلف لكم يهود قالوا ليسوا بمسلمين فوداه رسول الله صلى الله عليه وسلم من عنده فبعث إليهم بمائة ناقة حتى أدخلت عليهم الدار قال سهل لقد ركضتني منها ناقة حمراء

 

[-: 6887 :-] Sehl b. Ebi Hasme ile kavminden yaşlı kimselerin bildirdirdiğine göre, Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa yaşadıkları kıtlıktan dolayı Hayber'e gittiler. Biri Muhayyisa'ya Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğünü ve bir kuyuya veya bir su kaynağının yanına atıldığını haber verdi. Muhayyisa Yahudilere gitti ve: "Onu siz öldürdünüz" dedi. Yahudiler de: "Valiahi biz öldürmedik" dediler. Muhayyisa geriye döndü ve olup bitenleri kavmine anlattı. Sonra Muhayyisa ve kendisinden büyük olan abisi Huvayyisa ile Abdurrahman b. Sehl, Resululları'a (scAllcAllcAhu cAleyhi vesellem) Hayber'de cereyan eden durumu bildirmek için gittiler. Maktül ile beraber Hayber'de olan Muhayyisa lafa başlayınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Önce büyüğünüz konuşsun" dedi. Huvayyisa konuştu ve sonra Muhayyisa konuşup durumu izah etti. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ya arkadaşımzın diyetini öderler ya da onlara karşı savaş açarız" dedi ve Yahudilere öyle bir mektup yazdı. Yahudiler cevaben:

"Valiahi onu biz öldürmedik" diye yazdılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Huvayyisa, Muhayyisa ve Abdurrahman'a: "Onların öldürdüklerine dair elli kişi yemin ederseniz arkadaşımzın diyetini alırsınız" buyurunca: "Hayır yemin etmeyiz" dediler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"O zaman Yahudiler onu öldürmediklerine dair yemin etsinler" dedi. Ona da razı olmayıp: "Onlar müslüman değildir (nasılolur da yeminlerine itibar ederiz)." cevabını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) diyeti kendi yanından ödedi ve evlerine yüz deve gönderdi. Sehl: "O yüz deveden kırmızı bir deve beni tepti" dedi.

 

Mücteba: 8/6; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı. Şerhine bakınız.

ذكر اختلاف ألفاظ الناقلين لخبر لسهل فيه

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا الليث عن يحيى عن بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة وقال وحسبت أنه قال وعن رافع بن خديج أنهما قالا خرج عبد الله بن بن سهل بن زيد ومحيصة بن مسعود حتى إذا كانا بخيبر تفرقا في بعض ما هنالك ثم إذا بمحيصة يجد عبد الله بن سهل قتيلا فدفنه ثم أقبل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم هو وحويصة بن مسعود وعبد الرحمن بن سهل وكان أصغر القوم فذهب عبد الرحمن يتكلم قبل صاحبيه فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم كبر الكبر في السن فصمت وتكلم صاحباه ثم تكلم معهما فذكروا لرسول الله صلى الله عليه وسلم مقتل عبد الله بن سهل فقال لهم أتحلفون خمسين يمينا وتستحقون صاحبكم أو قاتلكم قالوا كيف نحلف ولم نشهد قال فتبرئكم يهود بخمسين يمينا قالوا وكيف نقبل أيمان قوم كفار فلما رأى ذلك رسول الله صلى الله عليه وسلم أعطاه عقله

 

[-: 6888 :-] Buşeyr b. Yesar'ın, Sehl b. Ebi Hasme ile Rafi b. Hadic'ten bildirdiğine göre, Abdullah b. Sehl b. Zeyd ve Muhayyisa b. Mes'ud, Hayber'e gittiler ve bir ara birbirlerinden ayrıldılar. Bir müddet sonra Muhayyisa döndüğünde Abdullah b. Sehl'i öldürülmüş olarak buldu ve onu defnetti. Sonra Muhayyisa, Huvayyisa b. Mes'ud ve Abdurrahman b. Sehlı Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e geldiler. Abdurrahman b. Sehl ikisinden de küçük olmasına rağmen lafa başlayınca Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yaşça büyük olana saygı göster" dedi. Abdurrahman b. Sehl sustu ve arkadaşları konuştuktan sonra kendisi de konuşup Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e Abdullah b. Sehl'in öldürülmesini anlattı. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Onu Yahudilerin öldürdüklerine dair elli kişi yemin edin ve diyeti veya katili alın" buyurunca, onlar: "Görmediğimiz halde nasıl yemin ederiz?" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Peki Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin" deyince: "Nasılolur da kafirlerin yeminini kabul buyurursun?" karşılığını verdiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) durumu böyle görünce diyeti kendisi ödedi.1

 

Mücteba: 8/7; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا أحمد بن عبدة البصري قال أنبأنا حماد بن زيد قال حدثنا يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة ورافع بن خديج أنهما حدثاه أن محيصة بن مسعود وعبد الله بن سهل أتيا خيبر في حاجة لهما فتفرقا في النخل فقتل عبد الله بن سهل فجاء أخوه عبد الرحمن بن سهل وحويصة ومحيصة ابنا عمه إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فتكلم عبد الرحمن في أمر أخية وهو أصغر منهما فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم الكبر ليبدأ الأكبر فتكلما في أمر صاحبهما فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم وذكر كلمة معناها يقسم خمسون منكم فقالوا يا رسول الله أمر لم نشهده كيف نحلف قال فتبرئكم يهود بأيمان خمسين منهم قالوا يا رسول الله قوم كفار فوداه رسول الله صلى الله عليه وسلم من قبله قال سهل فدخلت مربدا لهم فركضتني ناقة من تلك الإبل ركضة

 

[-: 6889 :-] Buşeyr b. Yesar'ın, Sehl b. Ebi Hasme ile Rafi' b. Hadic'ten bildirdiğine göre, Muhayyisa b. Mes'ud ve Abdullah b. Sehl bir iş için Hayber'e gittiler. Bir hurmalıkta ayrıldılar ve Abdullah b. Sehl öldürüldü. Kardeşi Abdurrahman b. Sehl ve amca çocukları Huvayyisa ve Muhayyisa Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldiler. En küçükleri olan Abdurrahman kardeşinin başına gelenleri anlatmaya başlayınca Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Önce büyükler konuşsun" dedi. Sonra konuşup durumu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e anlattıklarında Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onu Yahudilerin öldürdüğüne dair sizden elli kişi yemin etsin" anlamında bir şeyler söyledi. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Biz öldürdüklerini görmedik, nasıl yemin ederiz?" karşılığını verdiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): ''peki Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin" deyince: "Ey Allah'ın Resulü! Onlar katirdir" dediler. Bunun üzerine Resulullah (,,,,llo,ilohu oleyhi ve,ellem) kendi tarafından diyeti ödedi. Sehl: "Ağıla girdiğimde o develerden kırmızı bir deve beni tepti" dedi.

 

Mücteba: 8/9; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا عمرو بن علي قال حدثنا بشر وهو بن المفضل قال حدثنا يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة أن عبد الله بن سهل ومحيصة بن مسعود بن زيد أنهما أتيا خيبر وهو يومئد صلح فتفرقا لحوائجهما فأتى محيصة على عبد الله بن سهل وهو يتشحط في دمه قتيلا فدفنه ثم قدم المدينة وانطلق عبد الرحمن بن سهل وحويصة ومحيصة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فذهب عبد الرحمن يتكلم وهو أحدث القوم سنا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم كبر الكبر فسكت فتكلما فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم تحلفون بخمسين يمينا منكم وتستحقون دم صاحبكم أو قاتلكم قالوا يا رسول الله كيف نحلف ولم نشهد ولم نر قال وتبرئكم يهود بخمسين يمينا قالوا يا رسول الله كيف نأخذ أيمان قوم كفار فعقله رسول الله صلى الله عليه وسلم من عنده

 

[-: 6890 :-] Buşeyr b. Yesar, Sehl b. Ebi Hasme ile Muhayyise b. Mes'ud b. Zeyd'den naklediyor: Abdullah b. Sehl, Sehl b. Hasme ve Muhayyise b. Mes'ud b. Zeyd, Hayber ile sulh antlaşması varken beraber oraya gittiler. ihtiyaçlarını karşılayabilmek için birbirlerinden ayrıldı!ar. Muhayyisa geri döndüğü zaman, Abdullah b. Sehl'j kanlar içinde ölü olarak buldu, onu defnetti ve Medine'ye geri döndü. Abdurrahman b. Sehl, Huvayyisa ve Muhayyisa bu durumu arzetmek üzere Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gittiler. Onlardan küçük olmasına rağmen Abdurrahman konuşmaya başlayınca, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Önce büyükler konuşsun" buyurdu. Abdurrahman sustu ve diğer ikisi durum,U Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e anlattılar. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Onu Yahudilerin öldürdüklerine dair elli kişi yemin edin ve diyeti veya katili alın" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Görmediğimiz halde nasıl yemin ederiz?" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Peki Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin" deyince: "Nasıl olur da kafir bir kavmin yeminini kabul ederiz?" karşılığını verdiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) durumu böyle görünce diyeti kendi malından ödedj,

 

Mücteba: 8/9; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا إسماعيل بن مسعود البصري قال حدثنا بشر بن المفضل قال حدثنا يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة قال انطلق عبد الله بن سهل ومحيصة بن مسعود بن زيد إلى خيبر وهي يومئذ صلح فتفرقا في حوائجهما فأتى محيصة على عبد الله بن سهل وهو يتشحط في دمه قتيلا فدفنه ثم قدم المدينة فانطلق عبد الرحمن بن سهل ومحيصة وحويصة ابنا مسعود إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فذهب عبد الرحمن يتكلم فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم كبر الكبر وهو أحدث القوم فسكت فتكلما فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أتحلفون بخمسين يمينا منكم وتستحقون قاتلكم أو صاحبكم فقالوا يا رسول الله كيف نحلف ولم نشهد ولم نر فقال تبرئكم يهود بخمسين فقالوا يا رسول الله كيف نأخذ أيمان قوم كفار فعقله رسول الله صلى الله عليه وسلم من عنده

 

[-: 6891 :-] Sehl b. Ebi Hasme anlatıyor: Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa b. Mes'ud b. Zeyd, Hayber ile sulh antlaşması varken beraber oraya gittiler. ihtiyaçlarını karşılayabilmek için birbirlerinden ayrıldılar. Muhayyisa geri döndüğü zaman, Abdullah b. Sehl'j kanlar içinde ölü olarak buldu, onu defnetti ve Medine'ye geri döndü. Abdurrahman b. Sehl, Muhayyisa ve Huvayyisa bu durumu arzetmek üzere Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gittiler.' Onlardan küçük olmasına rağmen Abdurrahman konuşmaya başlayınca, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Önce büyükler konuşsun" buyurdu. Abdurrahman sustu ve diğer ikisi durumu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e anlattılar. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Onu Yahudilerin öldürdüklerine dair elli kişi yemin edin ve katili veya diyeti alın" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Görmediğimiz halde nasıl yemin ederiz?" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Peki Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin" deyince: "Nasılolur da kafir bir kavmin yeminini kabul ederiz?" karşılığını verdiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) durumu böyle görünce diyeti kendi malından ödedi.

 

Mücteba: 8/9; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا محمد بن بشار قال حدثنا عبد الوهاب قال سمعت يحيى بن سعيد يقول أخبرني بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة أن عبد الله بن سهل الأنصاري ومحيصة بن مسعود خرجا إلى خيبر فتفرقا في حاجتهما فقتل عبد الله بن سهل الأنصاري فجاء محيصة وعبد الرحمن أخو المقتول وحويصة بن مسعود حتى أتوا رسول الله صلى الله عليه وسلم فذهب عبد الرحمن يتكلم فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم الكبر الكبر فتكلم محيصة وحويصة فذكروا شأن عبد الله بن سهل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم تحلفون خمسين يمينا فتستحقون قاتلكم قالا ولم نشهد ولم نحضر فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم فتبرئكم يهود بخمسين يمينا قالوا يا رسول الله كيف نقبل أيمان قوم كفار قال فوداه رسول الله صلى الله عليه وسلم قال بشير بن يسار قال لي سهل بن أبي حثمة لقد ركضتني فريضة من تلك الفرائض في مربد لنا أخبرنا محمد بن منصور المكي قال حدثنا سفيان قال حدثنا يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار عن سهل بن أبي حثمة قال وجد عبد الله بن سهل قتيلا فجاء أخوه وعماه حويصة ومحيصة وهما عما عبد الله بن سهل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فذهب عبد الرحمن يتكلم فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم الكبر الكبر قالا يا رسول الله إنا وجدنا عبد الله بن سهل قتيلا في قليب من يعني من قلب خيبر فقال النبي صلى الله عليه وسلم من تتهمون قالوا نتهم يهود قال فتقسمون خمسين يمينا أن اليهود قتلته قالوا وكيف نقسم على ما لم نر قال فتبرئكم اليهود بخمسين أنهم لم يقتلوه قالوا وكيف نرضى بأيمانهم وهم مشركون فوداه رسول الله صلى الله عليه وسلم من عنده قال أبو عبد الرحمن أرسله مالك بن أنس

 

[-: 6892 :-] Sehl b. Ebi Hasme'nin bildirdiğine göre, Abdullah b. Sehl el-Ensarı ve Muhayyisa b. Mes'ud, Hayber'e gittiler. ihtiyaçlarını karşılayabilmek için birbirlerinden ayrıldılar. Abdullah b. Sehl orada öldürüldü. Muhayyisa, maktOlün kardeşi Abdurrahman ve Huvayyisa, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gittiler ve Abdurrahman konuşmaya başladı. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Önce büyükler konuşur" deyince, Muhayyisa ve Huvayyisa, Abdullah b. Sehl'in başına gelenleri anlattılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Onu Yahudilerin öldürdüklerine dair elli kişi yemin edin ve katili alın" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Görmediğimiz ve orada almadığımız halde nasıl yemin ederiz?" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Peki, Yahudilerden elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin" deyince: "Nasılolur da kafir bir kavmin yeminini kabul ederiz?" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) diyeti kendisi ödedi.

 

Buşeyr b. Yesar der ki: Sehl b. Ebi Hasme bana aldıkları bu yüz deveden birinin kendisini ağılda teptiğini söyledi.

 

Mücteba: 8/10; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

[-: 6893 :-] Sehl b. Ebi Hasme anlatıyor: Abdullah b. Sehl öldürülmüş olarak bulundu. Abdullah b. Sehl'in kardeşi ve amca çocukları Huvayyisa ve Muhayyisa, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e geldiler. Abdurrahman konuşmaya başlayınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Önce büyükler konuşur" dedi. Bunun üzerine Huvayyisa ve Muhayyisa: "Hayber kuyularından bir kuyunun yanında Abdullah b. Sehl'i öldürülmüş olarak bulduk" dediler.

 

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kimleri itham ediyorsunuz?" deyince:

"Yahudileri" diye karşılık verdiler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onu Yahudilerin öldürdüklerine dair elli kişi yemin eder misiniz?" diye sorunca. "Ey Allah'ın Resulü! Görmediğimiz halde nasıl yemin ederiz?" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Peki, Yahudilerden . elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin" deyince: "Nasıl olur da o müşriklerin yeminini kabul ederiz?" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) diyeti kendisi ödedi.

 

Nesai: "Malik b. Enes bu hadisi mürsel olarak rivayet etti" dedi:

 

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

الحارث بن مسكين قراءة عليه وأنا أسمع عن بن القاسم قال حدثني مالك عن يحيى بن سعيد عن بشير بن يسار أنه أخبره أن عبد الله بن سهل الأنصاري ومحيصة بن مسعود خرجا إلى خيبر فتفرقا في حوائجهما فقتل عبد الله بن سهل فقدم محيصة فأتى هو وأخوه حويصة وعبد الرحمن بن سهل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فذهب عبد الرحمن ليتكلم لمكانه من أخيه فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم كبر كبر فتكلم حويصة ومحيصة فذكرا شأن عبد الله بن سهل فقال لهم رسول الله صلى الله عليه وسلم تحلفون خمسين يمينا وتستحقون دم صاحبكم أو قاتلكم قال مالك قال يحيى فزعم بشير أن رسول الله صلى الله عليه وسلم وداه من عنده قال أبو عبد الرحمن خالفهم سعيد بن عبيد الطائي

 

[-: 6894 :-] Buşeyr b. Yesar bildiriyor: Abdullah b. Sehl el-Ensar'ı ve Muhayyisa b. Mes'ud, Hayber'e gittiler. Bazı ihtiyaçlardan dolayı ayrıldılar ve o ara Abdullah b. Sehl öldürüldü. Muhayyisa döndüğünde kardeşi Huvayyisa ve Abdurrahman b. Sehl'le Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gittiler. Abdurrahman kardeşinin durumunu anlatmaya başlayınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Önce büyükler konuşur" dedi. Muhayyisa ve Huvayyisa, Abdullah b. Sehl'in başına gelenleri anlattılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onu Yahudilerin öldürdüklerine dair elli kişi yemin edin ve diyeti veya katili alın" buyurdu.

 

Yahya der ki: Buşeyr, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in diyeti kendi malından ödediğini söyledi.

 

Mücteba: 8/11; Tuhfe: 4644

 

Bir önceki hadiste mevsul olarak geçti.

 

 

أخبرنا أحمد بن سليمان قال حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سعيد بن عبيد الطائي عن بشير بن يسار وزعم أن رجلا من الأنصار يقال له سهل بن أبي حثمة أخبره أن نفرا من قومه انطلقوا إلى خيبر فتفرقوا فيها فوجدوا أحدهم قتيلا فقالوا للذين وجدوه عندهم قتلتم صاحبنا قالوا ما قتلناه ولا علمنا قاتلا فانطلقوا إلى نبي الله صلى الله عليه وسلم فقالوا يا نبي الله انطلقنا إلى خيبر فوجدنا أحدنا قتيلا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم الكبر الكبر فقال لهم تأتون بالبينة على من قتل قالوا ما لنا بينة قال فتحلفون لكم قالوا لا نرضى بأيمان اليهود وكره نبي الله صلى الله عليه وسلم أن يبطل دمه فوداه مائة من إبل الصدقة قال أبو عبد الرحمن لا نعلم أن أحدا تابع سعيد بن عبيد الطائي على لفظ هذا الحديث عن بشير بن يسار وسعيد بن عبيد ثقة وحديثه أولى بالصواب عندنا والله أعلم خالفه عمرو بن شعيب

 

[-: 6895 :-] Buşeyr b. Yesar, Ensar'dan olduğunu iddia ettiği Sehl b. Ebi Hasme adlı bir adamın şöyle haber verdiğini bildirir: Kavimlerinden bir grup Hayber'e gittiler ve orada işleri gereği birbirlerinden ayrıldılar. Ayrıldıkları yerde geri toplandıklarında içlerinden birini öldürülmüş olarak buldular. Öldürülmüş olarak bulunduğu yerdeki kişilere: "Onu siz öldürdünüz" dediler. Onlar da: "Biz öldürmedik, kimin de öldürdüğünü bilmiyoruz" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gittiler ve: "Ey Allah'ın Resulü! Biz beraber Hayber'e gittik ve birimizi öldürülmüş olarak bunların yanında bulduk" dediler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Önce büyükler konuşur" dedi ve: "Bir deliliniz var mı?" diye sordu. Onlar da: "Bir delilimiz yoktur" cevabını verince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

'Yahudiler öldürmediklerine dair size yemin etsinler" dedi. Onlar da: "Biz Yahudilerin yeminini kabul etmeyiz" dediler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) adamın kanının yerde kalmasını istemedi ve diyeti kendisi sadaka (beytülmal) develerinden yüz deve olarak ödedi.

 

Nesal der ki: Said b. Ubeyd et-Tai'nin, Buşeyr b. Yesar'dan rivayet ettiği bu hadisi aynı lafızla rivayet eden başka birini bilmiyoruz. Said b. Ubeyd ise güvenilir birisidir ve hadisi bizim yanımızda diğerlerinden daha doğrudur. Doğrusunu da Allah bilir.

 

 

Mücteba: 8/11; Tuhfe: 4644

5945. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا محمد بن معمر البصري قال حدثنا روح بن عبادة قال حدثنا عبيد الله بن الأخنس عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أن بن محيصة الأصغر أصبح قتيلا على أبواب خيبر فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أقم شاهدين على من قتله أدفعه إليك برمته قال يا رسول الله ومن أين أصيب شاهدين وإنما أصبح قتيلا على أبوابهم قال فتحلف خمسين قسامة قال يا رسول الله وكيف نحلف على ما لا أعلم فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم فنستحلف منهم خمسين قسامة فقال يا رسول الله كيف نستحلفهم وهم اليهود فقسم رسول الله صلى الله عليه وسلم ديته عليهم وأعانهم بنصفها قال أبو عبد الرحمن لا نعلم أن أحدا تابع عمرو بن شعيب على هذه الرواية ولا سعيد بن عبيد على روايته عن بشير بن يسار والله أعلم

 

[-: 6896 :-] Amr b. Şuayb, babasından, o da dedesinden bildiriyor: İbn Muhayyisa el-Asğar, Hayber kapılarından bir kapıda ölü olarak bulundu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ölünün yakınlarına: "Kimin öldürdüğüne dair iki şahit getirin ve katili size vereyim" deyince: "Ey Allah'ın Resulü! Nereden iki şahit bulalım? O, bunların kapılarında ölü olarak bulundu" dediler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Peki, onların öldürdüğüne dair elli kişi yemin eder misiniz?" diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Görmediğimiz şeye nasıl yemin ederiz?" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Onlardan elli kişi öldürmediklerine dair yemin etsin" deyince: "Ey Allah'ın Resulü! Onlar Yahudidir. Onlara nasıl yemin ettiririz?" diye cevap verdiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) diyetin yarısını Yahudilerin ödemesine hüküm kıldı ve diğer yarısını beytülmaldan ödedi.

 

Nesai der ki: Amr b. Şuayb'ı bu rivayetinde destekleyen birini bilmiyoruz. Aynı şekilde Said b. Ubeyd'in, Buşeyr b. Yesir'dan rivayet ettiği bu hadisi kimsenin desteklediğini bilmiyoruz. Doğrusunu Allah bilir.

 

Mücteba: 8/12; Tuhfe: 8759

 

Diğer tahric: Hadisi İbn Mace (2678) rivayet etti.